4 Ağustos 2011 Perşembe

Amy'nin Ardından..

Ben Amy Winehouse'un ölümüne çok üzüldüm, gerçekten muhteşem bir sesti. Ama onun dışında kırılgan, narin bir kişiliğinin olduğunu görebiliyordum. Tek bir fotoğraf karesini görseniz aklınıza yer edecek bir stili vardı. Hiç bir şeyden çekinmeyen doğal yapısı hoşuma gidiyordu, kimseye poz atma çabasında değildi. Benim gözümde o tam bir sanatçıydı.






Ona ölüm sebebinden dolayı sitem edenleri de anlayabiliyorum. Daha doğrusu henüz açıklanmayan tahmini ölüm sebebi mi demeliyim? İşte hepimizin bildiği kendine dikkat etmeyen yaşam tarzı malum. Ama o stil, o ses, sesinin altındaki duygular değil mi onu Amy yapan? Ailesindeki çarpıklıklarla boğuşurken bir anda harika sesiyle ünlü olmuş ve ne yapacağını bilmeyen ürkek bir kız benim gözümde o. Düşünsenize, sizi çevrenizdeki 3-5 kişi eleştirdiği zaman tahammül sınırlarınız zaman zaman zorlanıyor. Ünlü olmak kimbilir nelere sbep oluyor. Her hangi bir ünlüyü tv'de gören bir sürü boş insan hemen söz hakkı elde ediyor, hemen yaralayıcı biçimde eleştiriyor. Bir de sanatçı ruhunuzun kırılganlığını, eleştiriye açık halini, kendi sorunlarınızı katın şimdi bu tabloya. Bence Amy'le empati yapmak çok zor olmamalı. Ömrü boyunca onayını beklediği bir baba, nasıl olduğunu bilmediğimiz bir üvey anne, onu yalnız büyütmüş bir anne...

Hiç yorum yok: