4 Ekim 2013 Cuma

Tatil Olur, Biz Almanya'ya Gideriz! (Köln'de Evimiz)

Bu yaz tatilini Köln'de başlattık.
Bu satırı okuyunca, "Aaa! Köln'de de yaz tatili mi olur?" diye düşünenlerden misiniz?
"Topu topu 1 hafta yıllık iznin olduğunu yazıyorsun, onda da Ağustos günü, soğuk Köln'e mi gittin?" diyor musunuz? Bu tip bir kaç yorum aldığımız için, yazıma da bu noktadan giriş yapmak istedim.
Bize göre; tüm şehirler, harita üzerindeki her nokta, hikayesi dinlenilesi, çehresi görülesi, havası koklanılası, dönünce anlatılası, hatta kalıcı olsun diye yazılası, sonuçta da bir fikir sahibi olunulası yerlerdir.
Köln de, Ankara da, isterseniz turistik olur, karakterinize göre sıkıcı, eğer yapabiliyorsanız cennet, zor günlerinizde de adeta felaket bölgesi. Tıpkı hayata bakış açılarımız gibi, şehirler de kişiye göre değişir. Bizim Köln'de üç günümüz vardı ve daha da fazla olsaydı, eminim kalan günler için de yapacak şeyler bulurduk. Size bugünlerde, bu Ağustos ayında yaptığımız Köln seyahatimizde neler yaptığımızı yazıyor olacağım.

Biraz gezme şansı olmuş bir çift olarak, serin şehirleri turlamanın ve keşfetmenin kesinlikle daha konforlu olduğunu düşündüğümüzü de eklemeliyim. Güneşin altında gezmeye çalışıp 1 saatte perişan olmaktansa, paltoyla serin havada gezmek kesinlikle daha iyi.

Gelelim Köln'e. Planımız, Köln'ü merkez alarak Batı Almanya hakkında fikir sahibi olmak, şehri çok seversek 3 günün tamamını orada geçirmek, bize uymazsa da, aklımızda olan Münster, Düsseldorf gibi yakın şehirleri görmekti.

Her zamanki gibi ev tarzı bir konaklama yeri seçtik. Altstadt semtinde "Adagio Köln City" daireleri, Köln'de ideal bir noktada. Yürüyerek çoğu yere ulaşabiliyorsunuz. Metro durağı da, bavullarla yürüyerek bile, 5 dakikalık bir mesafede. Diğerlerinden farklı olarak, bu kez evimizin bir resepsiyonu vardı ama, stili, kullanımı aynıydı. Resepsiyonun olmasının avantajı, eve hangi saatte giriş yaparsak yapalım, ek ücret ödememek oldu. Resepsiyon olmadığında, geç giriş yaptığınız zaman ek ücret ödediğinizi, bu durumu ev sahibinizle konuşmanız gerektiğini daha önce yazmıştım, yine hatırlatayım.

Tek odalı evimizde, yatak odası ve oturma alanı birleşikti.
Bu kısım da, yatağın karşısındaki mini oturma alanı
Hep yazıyorum ama yine yazmadan geçemeyeceğim. Evde kalmak; her zaman o şehirle bağları daha sıkı tutmak, daha samimi hissetmek ve parayı daha kontrollü harcamak için birebir. Seyahatinizin istediğiniz kadarında dışarıda yiyip, istediğiniz kadarında evde kendinize bir şeyler hazırlayabiliyorsunuz.
Köln'deki mutfağımız
Mutfakta yemek yapabilmek için tüm temel ihtiyaçlar bulunuyor.
Köln'de buzdolabımızın içi, Amsterdam'daki evimizin aksine bomboştu.
Bu da evimizin banyosu.

Hiç yorum yok: